“Bizi üretim, istihdam ve cari denge odaklı ekonomi programımızdan geri döndüremeyecekler”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir’de toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Ne yaparlarsa yapsınlar bizi, üretim, istihdam ve cari denge odaklı bu ekonomi programımızdan geri döndüremeyecekler. Yüksek faizi, enflasyonu, kur tuzaklarını ülkemizin kaderi gibi görenlerin teslimiyetçiliği ‘öğrenilmiş çaresizlik’tir. Biz savunma sanayinden sağlığa kadar pek çok alanda bu ‘öğrenilmiş çaresizlik’ sendromunu aşarak nasıl ülkemizi en ileri seviyelere getirdiysek, ekonomi politikalarında da aynısını başaracağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir’de Alsancak Stadı ile yapımı tamamlanan tesislerin toplu açılış törenine katıldı.
Menemen Cumhuriyet Meydanı’ndaki törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan Menemen’de olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirerek geçen yıl yaşanan depremin ardından Bayraklı’da yapımı tamamlanan 596 konut ve 145 dükkânı hak sahiplerine teslim ettiklerini bildirdi.
Bayraklı’daki konut sayısını 1391’e ve dükkân sayısını da 302’ye tamamlayacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ayrıca yine Bayraklı’daki rezerv alanda 3 bin 649 konut ve 511 dükkan inşa ediyoruz. Bunlardan 397’sini de yılbaşına kadar tamamlayacağız. Böylece İzmir depreminin ardından toplam 5 bin 74 konut ve 353 dükkân yaparak teslim etme sözümüzü yerine getirmiş oluyoruz” bilgisini verdi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİNİ HIZLANDIRIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplam yatırım tutarı 2 milyar 250 milyon lirayı bulan bu konut ve dükkânların İzmir’e hayırlı olmasını diledi.
Alandakilerin, “Vur vur inlesin Bay Kemal dinlesin” sloganları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hanım kardeşlerim Bay Kemal’in vurulacak yeri kalmadı, bitti bitti. Yalandan başka sermayesi yok. Dürüstlük hak getire, yok” dedi.
Allah’tan Türkiye’yi her türlü afetten ve musibetten muhafaza eylemesini niyaz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afetlerin önüne geçemeyiz ama devlet olarak vatandaşlarımızın mağduriyetini ortadan kaldırma iradesine ve imkânına hamdolsun sahibiz. Kentsel dönüşüm projelerini hızlandırarak ülkemizi depremlere karşı hazırlama çalışmalarını da kararlılıkla sürdürüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Bayraklı’daki vatandaşları yeni evlerine kavuşturma sevincinin ardından Alsancak Mustafa Denizli Stadı’na giderek hem resmî açılışı yaptıklarını hem de tesisi yerinde gördüklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, stadı Altay ve Altınordu takımlarının beraber kullanacağını aktardı.
Bugün şehre kazandırılan yatırım bedeli 668 milyon lirayı bulan 100 eser ve hizmetin resmî açılışını gerçekleştirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimde çeşitli ilçelerde inşası tamamlanan ilkokulların, ortaokulların, liselerin, okul kütüphanelerinin resmi açılışlarını yapacaklarını, Ödemiş, Menderes, Torbalı, Ayrancı gençlik merkezlerini, Tire ve Ege öğrenci yurtlarını hizmete açacaklarını bildirdi.
Çeşitli kurumlara ait hizmet binaları ile çok sayıda restorasyon projesinin resmî açılışlarını da gerçekleştireceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, kentsel dönüşüm alanlarındaki altyapı projeleriyle çeşitli mahallelere yapılan yol ve kaldırım çalışmalarının, İzmir Kalkınma Ajansının verdiği destekle hayata geçirilen projelerin de hizmete açılacağını kaydetti.
“İZMİR İSTİKLALİMİZE SAHİP ÇIKMA MÜCADELEMİZİN SEMBOLÜ OLMUŞTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Kardeşlerim, şu anda karşımdaki bu kitle, bu topluluk bir karar veriyor. İzmir’in işgali ve İzmir’in kurtuluşu, millî mücadelemizin başlangıcı ve bitişi olarak tarif edebileceğimiz önemde hadiselerdir. Düşman İzmir’e ayak bastığında milletçe adeta dünyamız kararmıştı, düşmanı İzmir’den denize döktüğümüzde ise milletçe bayram yapmıştık. İzmir vatan topraklarına uzanan elleri kırma ve istiklalimize sahip çıkma mücadelemizin sembolü olmuştur. Milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasının hemen ardından yine bu şehrimizde toplanan İzmir İktisat Kongresiyle de ekonomik istiklalimize sahip çıkma irademizi ortaya koyduk. İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar 1929 küresel buhranına kadar başarıyla uygulandı. Büyük buhranın ardından bozulan dengeler 2. Dünya Savaşıyla iyice sarsıldı. Bu kritik dönemde ülkemizde dirayetli ve vizyoner bir siyasi iradenin olmamasının etkisiyle Türkiye milli mücadelenin ardından yakaladığı büyük fırsatı kaçırdı. Rahmetli Menderes ile birlikte İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar yeniden hayata geçirildi. Ancak 1960’tan itibaren ülkemize musallat olan her darbe, her muhtıra, her vesayet düzeni demokrasimizle birlikte ekonomik bağımsızlığımızı da örseledi. AK Parti’nin tek başına iktidarına kadar Türkiye toplumsal olarak huzursuz, siyasal olarak istikrarsız, ekonomik olarak ithalata dayalı modellere mahkûm edildi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünlerde CHP ekibinin, “ülke yandı bitti” diye ortalığı birbirine kattığını ifade ederek, “Hâlbuki bu ülke onların yönetimde sorumluluk üstlendikleri dönemlerde, hatırlayın CHP’nin iktidarda olduğu dönemde gecelik yüzde 7 bin 500’leri bulan faizleri gördü mü? Kardeşlerim gecelik yüzde 7 bin 500 faiz. Bunun altından kim kalkar?” ifadelerini kullandı.
“Ülke, onların döneminde işsizliğin can yaktığı, başbakanlığın önüne yazar kasa fırlatıldığı sıkıntılı günleri yaşadı mı?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Tabi bunları şu anda 18 yaş altı grup bilmez. Ama karşımdaki bu heyet bilir. Bu ülke onların döneminde elinde avucunda ne varsa hepsini de tefecilerin yağmaladığı krizlere maruz kaldı mı? Bu ülke onların döneminde bankaların içlerinin boşaltılarak milletin cebinden 100 milyarlarca doların çalındığı ihanetler gördü. Biz onlardan işte böyle bir Türkiye devraldık. Ülkemizde başlattığımız büyük demokrasi ve kalkınma devrimiyle hem 1920’de Meclis açıldığında hem de 1923’te İzmir İktisat Kongresi toplandığında ortaya konan ruhla yeniden dirilttik. Milletimizin tüm kesimlerinin hak, özgürlük, gelişme, yatırım taleplerini hayata geçirerek hem sosyal barışı sağladık hem ülkemizi büyüttük, güçlendirdik.”
“CUMHURİYETİMİZİN DEĞERLERİNİ ÇATIŞTIRMAYA ÇALIŞANLARIN OYUNLARINI BİZ BOZDUK”
Geçmişte yıllarca milletin çok ciddi çileler çektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin değerlerini çatıştırmaya çalışanların oyunlarını biz bozduk. Cumhuru ve cumhuriyeti bir araya getirerek tarihimizin en güçlü sinerjisini oluşturduk” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin her karış toprağını ve her ferdini kucaklayan bu büyük atılımın rahatsız ettiği malum çevrelerin boş durmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Partimizi kapatmaya çalışmaktan sokakları karıştırmaya, darbe girişimlerinden ekonomik sabotajlara kadar ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Biz tüm bu süreçte verdiğimiz mücadelede her şeyi çalıştık, çabaladık ama bir şeyi hiç aklımızdan çıkarmadık. Şayet demokraside, özgürlüklerde, sanayide, ticarette, diplomaside, güvenlikte hayata geçirdiğimiz atılımları ekonomide de gerçekleştirerek milletimizin refahını artıramazsak kazanımlarımızı kalıcı kılamazdık. Bunun için meseleyi temelden ele aldık.”
“IMF’Yİ BU ÜLKEDEN KİM ÇIKARDI?”
İktidara gelir gelmez gelişmekte olan ülkelere karşı en önemli vesayet aracı olarak kullanılan IMF reçetelerini bir kenara bıraktıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “IMF’yi bu ülkeden kim çıkardı? CHP’nin Parti Sözcüsü IMF ile maşallah el ele, kol kola geziyor. Hâlâ geziyor. Çünkü onlar IMF’nin dilinden anlar. Biz ise 23,5 milyar dolar IMF’ye borç vardı, Mayıs 2013’te parasını ödedik ve gönderdik. Biz buyuz. Merkez Bankası’nın döviz rezervi neydi biliyor musunuz? 27,5 milyar dolar. Şimdi 127 milyar dolar. Nereden nereye? İşte uygulandığı her yerde başarısızlıkla sonuçlanan, milleti açlığa, işsizliğe, fakirliğe mahkûm eden IMF reçeteleri yerine, kendi kalkınma ve ekonomi programımızın altyapısını inşaya başladık.”
Attıkları her adımın, yaptıkları her yatırımın, ülkeye kazandırdıkları her eser ve hizmetin gerisinde, Türkiye’yi ekonomik olarak kendi imkân ve kabiliyetleriyle yoluna devam edebilecek bir konuma çıkarma gayesi bulunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatırlarsanız ne zaman biz 23,5 milyar dolar IMF borcunu kapatıp, bir daha bu kuruluşla anlaşma yapmayacağımızı ilan ettik, işte o günden beri başımız beladan kurtulmadı. Niye? Boş durmuyorlar. Küresel güvenlik sistemindeki çarpıklıkları ifade etmek için ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyoruz ya işte ekonomide de aynısını söylüyoruz. IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar, bunlar üzerinden küresel ekonomiyi haraca bağlayanlara da ‘dünya ekonomisi 5’ten büyüktür’ diyerek karşı çıkıyoruz. Ülkemizdeki mandacı iktisatçılar ve mandacı siyasetçiler ise Türkiye’nin cumhuriyet tarihindeki bu en büyük ekonomik kurtuluş mücadelesini tam tersi gibi göstermeye çalışıyorlar. Yıllarca ülkemize dayatılan para ve maliye politikalarının insanımızı işsiz, şirketlerimizi karsız, devletimizi gelirsiz bıraktığını gözlerden saklamak isteyen bu mandacılar, var güçleriyle üzerimize geliyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi üretim, istihdam ve cari denge odaklı bu ekonomi programımızdan geri döndüremeyecekler. Yüksek faizi, enflasyonu, kur tuzaklarını ülkemizin kaderi gibi görenlerin teslimiyetçiliği öğretilmiş bir çaresizliktir. Biz savunma sanayinden sağlığa kadar pek çok alanda bu öğrenilmiş çaresizlik sendromunu aşarak nasıl ülkemizi en ileri seviyelere getirdiysek, ekonomi politikalarında da aynısını Allah’ın izniyle başaracağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırım, istihdam, üretim ve bu politikaların altyapısını 19 yıldır inşa ettiklerini belirterek, salgınla birlikte ortaya çıkan küresel ekonomik krizin bu dönüşümü hızlandırma ve neticelendirme fırsatı verdiğini ve yaptıklarının bu fırsatı değerlendirme olduğunu anlattı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Faizleri yüzde 1’e indiren kanunun teklifinin Meclise getirilmesi hâlinde destek vereceğim” dediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün faizleri 7 bin 500’lere çıkaranlar bugün ‘Kanun çıkarın faizleri yüzde 1’e indirin.’ diyor. Kim diyor bunu? Bay Kemal diyor ki ‘Kanun çıkarın faizleri yüzde 1’e indirin’. Bir gün geliyor, bunu söylüyorsun, ardından da diyorsun ki ‘Faizleri yükseltin.’ Yemezler, yemezler. Bu faizler düşecek. Biz yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz” ifadesini kullandı.
“OKULLARIMIZIN VE ÖĞRETMENLERİMİZİN SAYISINI ARTIRARAK TARİHİMİZİN EN GÜÇLÜ İNSAN KAYNAĞI ALTYAPISINI OLUŞTURDUK”
Milletin geleceğini kurtaracak bir büyük dönüşümün sancılarını yaşarken kendisiyle dalga geçenlerden bunun hesabını elbette soracağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayata geçirdikleri yeni ekonomi politikasının gerisinde 19 yıldır yaptıklarının olduğunu söyledi.
Son 19 yılda değişik alanlarda yaptıkları hizmetleri sıralayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Eğitimde, ülkemizin 81 vilayetini üniversitelerle donatarak 76 üniversiteden aldık 207 üniversiteye çıkardık. 28 Şubat’ta kapısına kilit vurulmaya çalışılan mesleki eğitimi yeniden canlandırarak okullarımızın ve öğretmenlerimizin sayısını artırarak tarihimizin en güçlü insan kaynağı altyapısını oluşturduk. ‘Sağlık’ dedik. Şehir hastanelerimizde, devlet hastanelerinde 1 milyon 200 bini bulan sağlık personelimizle vatandaşlarımıza dünyanın en kaliteli, en hızlı, en ucuz sağlık hizmetini veren bir sistemi hayata geçirdik. ‘Adalet’ dedik. Hizmete aldığımız en modern donanımlara sahip adalet saraylarıyla, hâkim, savcısından destek personeline kadar artırdığımız insan gücüyle yenilediğimiz, yasalarımızla, içeride ve dışarıda herkese güven veren bir yargı sistemi oluşturduk. ‘Güvenlik’ dedik. Terör örgütlerinin, mafyanın, çetelerin kol gezdiği Türkiye’nin herkesin kendini evinde, iş yerinde, sokakta, her yerde güvende hissettiği eman beldesi haline getirdik. Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde biz var mıyız? Teröristleri buralara gömdük mü? Ama bunlar öyle durup dururken olmadı. Sizler bize inandınız, biz de size inandık ve bu teröristleri gömdük.”
“ÜLKEMİZİ, BÜYÜK ATILIMINA UYGUN ULAŞIM ALTYAPISIYLA DONATTIK”
Ulaşım alanındaki hizmetlere de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzunluğunu 6 bin 800 yüz kilometreden aldığımız ama şimdi 28 bin 200 kilometreye çıkardığımız bölünmüş yollarıyla, otoyollarıyla, tünelleriyle, köprüleriyle, baştan sona yenilediğimiz tren hatlarıyla hızlı tren projeleriyle dünyanın en yaygın ve ekonomik hava yolu ağıyla. Hava yolunu nereden aldık? Bakın çok önemli, bu konuda da Türkiye, şu anda çağ atladı. Limanlarıyla ülkemizi, büyük atılımına uygun ulaşım, altyapısıyla donattık” diye konuştu.
Enerji alanındaki çalışmaları da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hidroelektrik santralleriyle, güneş enerjisi tarlalarıyla, rüzgâr enerjisi tepeleriyle, doğal gaz borularıyla vatan topraklarının her karışını kalkınma ihtiyacımıza cevap verebilecek elektrik hatlarıyla ördük” dedi.
Sanayide Türkiye’nin her şehrine yayılan organize sanayi bölgelerinin sayılarını 326’ya çıkardıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Dünyanın gıptayla takip ettiği savunma sanayi sektörümüzde girişimcilerin önünü açan teşvik ve destek sistemimizle Çin’le Avrupa arasında en büyük ve modern sanayi altyapısını kurduk. ‘Ticaret’ dedik. Çalışan, üreten, alan, satan herkesin yanında yer alarak ülkemizin ihracatını nereden aldık biliyor musunuz? 36 milyar dolardan aldık, nereye çıkardık? 216 milyar dolara çıkardık. Nereden nereye. Ülkemizi 2008 ve 2019 küresel kriz yılları dışında hep büyüttük. ‘İstihdam’ dedik. Nüfusumuz 2002’ye göre yüzde 31 arttığı halde istihdamı yüzde 36 artırarak insanlarımıza iş ve aş sağladık. ‘Tarım’ dedik. Çiftçimizi, hayvancımızı, ormancımızı destekleyerek ülkemizi tarımsal hasılada dünyada 10. sıraya çıkardık. Yeryüzünün her köşesine yıllık 60 milyar dolarlık tarım ürünü ihracatı yaptık. Şimdi gelirken traktörleri, çiftçilerimizi gördüm. Allah’ıma hamdettim. Elhamdülillah, çiftçilerimiz traktörlerimizle birlikte artık Türkiye, dimdik ayakta ve istikrarla yoluna devam ediyor.”
“SAVUNMA SANAYİNDE YAPTIĞIMIZ İŞ AMERİKA’YI YENİDEN KEŞFETMEK DEĞİL”
Çevrede, şehircilikte, sporda, sosyal yardımlarda, kültürde, sanatta ve her alanda ülkeyi Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine çıkardıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin kurdukları bu güçlü altyapı üzerinde artık para ve maliye politikalarını, kendi ihtiyaçlarına, kendi hedeflerine, kendi vizyonuna uygun belirleyecek ve uygulayacak düzeye geldiğini kaydetti.
Savunma sanayinde yüzde 20 olan yerlilik seviyesinin şimdi yüzde 80’lere çıktığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayinde yaptığımız iş Amerika’yı yeniden keşfetmek değil; gelişmiş, büyümüş, zenginleşmiş ülkeler ne yapıyorsa onu kendi şartlarımıza, kendi imkânlarımıza uyarlayarak yeni bir yol haritası çizmektir” dedi.
Mandacı iktisatçı ve siyasetçilerin bu tabloyu yok saydığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Bunun yerine küresel enerji, gıda, ham madde başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki yükselişin sebep olduğu fiyat artışlarının faturasını bize çıkarmaya çalışıyorlar. Buna inanıyor musunuz? Yetmiyor, iktisadi ve mantıki hiçbir temeli olmayan döviz kuru hareketleri üzerinden karanlık senaryoları üretmek için çırpınıyor. O da yetmiyor. Milletimizi paniğe ve karamsarlığa sürükleyerek ülkenin felaketinden, siyasi çıkar devşirme kurnazlığına yelteniyorlar. Bunlarca yıldır bu mandacıların kendilerine sunulan hazır reçeteler dışında ülkenin ve milletin hayrına bir politika, proje, eser, hizmet üretme kaygıları da gayretleri de olduğu görülmemiştir. Maalesef bunlar, daha Türkiye’nin nasıl bir güce, imkâna ve altyapıya sahip olduğunu dahi bilmeyecek kadar cahiller, daha doğrusu şuursuzlar. Cehalet bilgiyle zaman içinde giderilebilir ama bunların kimi zaman ihanet derecesine varan gafletleri bakidir. Bizim tek hedefimiz insanımızın işine, aşına, geleceğine sahip çıkmaktır. Yüksek faizmiş, düşük kurmuş, IMF reçeteleriymiş, küresel siyaset ve para baronlarının şantajlarıymış; bunların hiçbiri bizim için insanımızın işinden, aşından, geleceğinden daha önemli değildir. İşte bunun için dünyada gelişmekte olan ülkeler üzerinde yıllarca oynanan enflasyonu yükseltip faizleri artırarak ekonomiyi sıcak paraya boğup sonra faizler ve kurlar düşünce yüzde 40, yüzde 50 kârlarla çıkma oyunun önünü kesecek adımları attık.”
“TÜRKİYE ARTIK 1970’LERİN, 1990’LARIN TÜRKİYE’Sİ DEĞİL”
Yapısal reformlardan, hukuktan, eğitimden, kaliteden, verimden güvenden bahsedenlerin aslında hepsinin Türkiye’de mevcut olduğunu bildiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunların kendi mandacı ekonomi politikalarının batışına ağıt yaktıklarını söyledi.
Bu politikayı tersine çevirmek için küresel tetikçilerden medyaya kadar ellerindeki tüm silahları devreye soktuklarının aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama Türkiye artık 1970’lerin, 1990’ların Türkiye’si değil, Türkiye’nin önünü kesmek için atılan her adımın bir bedeli var” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Birileri, bu bedeli bir süre öder ama sonra dönüp kendi işine bakar. Bizim mandacı iktisatçılar ve siyasetçilerde kabak gibi ortada kalır. Biz bunu vesayetle mücadelemizde gördük. Biz bunu, terörle özellikle mücadelemizde gördük. Biz bunu, darbecilerle mücadelemizde gördük. Onların yanlarında kimler vardı kimler. Biz milletimizle birlikte kararlı bir şekilde yolumuza devam edince hepsi de acınası bir halde ortada kaldı. Bugün faiz, kur, enflasyon üzerinden ahkâm kesenlerin yarın havaya bakıp ıslık çalarak bambaşka mecralara yelken açacaklarından hiç kuşkunuz olmasın. Çünkü bunlar dün İstanbul Boğazı’na yapılan her köprüye karşı çıkmış, sonra da onları ilk kullanmış kişilerdir. Biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yaptık mı? Yaptık. Denizin altından Marmaray’ı yaptık mı? Yine denizin altından Avrasya Tüneli’ni yaptık mı? Osmangazi Köprüsü’nü yaptık mı? Niye yaptık? İstanbul’dan İzmir’e gelinsin diye. Peki, bunların diktikleri bir ağaç var mı? Bunlar Marmara’ya da karşı çıktılar. Sonra ondan en çok istifade etmiş kişiler oldular. Bunlar dün İstanbul Havalimanı, İstanbul-İzmir Otoyolu başta olmak üzere nice büyük projelere karşı çıkmış, sonra da onları en çok kullananlar oldular.”
Taksim’e yeni Atatürk Kültür Merkezi’ni yaptıklarını bu merkeze de önce karşı çıkıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama şimdi sağ olsun bize bile bırakmıyorlar. En çok onlar istifade ediyor” açıklamasında bulundu.
Ziya Paşa’nın “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde” sözünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların akıl, vicdan, ahlak, bilgi, vizyon seviyelerini, dün karşı çıktıkları işlere bakarak rahatça ölçebilirsiniz. Lafı hiç uzatmaya gerek yok. Sadece şu tablo bile mandacı iktisatçı ve siyasetçilerin foyalarını ortaya dökmeye yeterlidir” dedi.
“TÜRKİYE BENZER YÖNTEMLERİ KULLANDIĞINDA FELAKET TELLALLIĞINA SOYUNUYORLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Amerika ve Avrupa Birliği ülkeleri, insanları işsiz kalmasın diye enflasyona ve faize bakmadan ne gerekiyorsa yaparken onları alkışlayanlar, Türkiye benzer yöntemleri kullandığında felaket tellallığına soyunuyorlar. Çünkü bunlar, doğru yanlış bakmadan kendilerine verilen vazifenin gerektirdiği her şeyi söyler ama asıl gerçekleri asla dile getirmezler. Mesela bunlar, her türlü para ve maliye politikasını kullanarak demokrasi, hak ve hukuk tanımadan, kendini dünyanın üretim ve finans merkezi haline getirenleri hiç konuşmazlar. Mesela bunlar, para musluklarını 10 yılda 10 kattan fazla açanlara bunun sebebini sormazlar. Mesela bunlar, küresel finans krizinin yaşandığı 2008’den beri, defalarca politika değiştirenlerin niye böyle yaptığını sorgulamazlar. Mesela bunlar, salgın döneminde savrulmalar yaşayan gelişmiş ülkelerin nasıl bu duruma düştüklerini anlamaya çalışmazlar. Mesela bunlar, dünyada yaşanan para bolluğunun ve yüksek enflasyonun analizini yapmazlar. Mesela bunlar, Almanya başta olmak üzere avro bölgesinin istihdamı korumak için hangi politikayı izlediğini takip etmezler. Mesela bunlar, uluslararası fiyatların, ÜFE bazında üçte birden fazla artışının yol açtığı sonuçları dikkate almazlar. Mesela bunlar küresel krizden kendini korumak isteyen herkesin gelişmişlik düzeyine bakmaksızın parasının değerini düşük tutup cari fazlasını artırmayı, böylece istihdamını korumayı sağlamaya çalıştığını görmezler. Buna karşılık aynı kesimler. Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve kararlı ekonomi politikası değişikliğini, kah patates soğan, kah faiz, kur, enflasyon, kah tencere tava hep aynı hava, deyip giderler.”
“1923’TE BAŞARAMADIKLARI GİBİ 2023’TE DE BAŞARAMAYACAKLAR”
Menemen’den tüm vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlara verilen görev, emperyalistlerin 1923’te bozulan oyununu, 2023’te tekrar devreye almaktır. Allah’ın izni ve milletimizin dirayeti ile 1923’te başaramadıkları gibi 2023’te de başaramayacaklar. Biz bu ekonomi politikasını öyle akşamdan sabaha düşünüp hayata geçirmedik. Tam 19 yıldır bunun hazırlıkların yapıyoruz. Artık ülkemiz ekonomisinin kronik hastalıklarını, etkilerini azaltma değil, tamamen tedavi etme aşamasına geçtik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 yılda kurdukları alt yapıyı başlıkları ile hatırlattığını dile getirerek, şunları kaydetti: “Hiç endişe etmeyin, şirketlerimiz daha çok kazanacak, çalışanlarımız daha iyi ücret alacak, esnafımız daha iyi kazanacak. Bunun yanında ülkemizdeki bireylerin inşallah bundan sonraki süreçte eli bolluk içerisinde olacak. Hiç endişeniz olmasın. Ben halkıma inanıyorum, halkıma güveniyorum. Türkiye büyüyecek, gelişecek, zenginleşecek, işte bunun 2023 çok önemli. Milletimizin 2023’te tercihini mandacı iktisatçı ve siyasetçilerden yana değil büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasından yana kullanacağına yürekten inanıyorum. Bay Kemal mandacı siyasetçi. Bay Kemal kimlerle yürüyor? Terör örgütünün yandaşları ile yürüyor. Benim hanım kardeşlerimiz, benim genç kardeşlerim bu terör örgütlerine prim verir mi? Vermez, çünkü biz milliyiz, biz yerliyiz, çünkü biz Türkiye’yiz. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, hep birlikte kardeş olacağız. Türkiye olacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından beraberindekilerle kurdele keserek yapımı tamamlanan eserlerin toplu açılışını gerçekleştirdi.
KAYNAK:https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/133632/-bizi-uretim-istihdam-ve-cari-denge-odakli-ekonomi-programimizdan-geri-donduremeyecekler-