Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde düzenlenen “Kütüphane Söyleşileri” programında, Türkiye’nin farklı illerinden gelen gençlerle bir araya gelerek sohbet etti ve gençlerin sorularını cevapladı.
“TÜRKİYE, DÜNYADAKİ AŞI UYGULAMASINDA EN ÖNDE GELEN ÜLKELERDEN BİRİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19’la mücadele kapsamında Türkiye’nin dünyadaki aşı uygulamasında hemen hemen en önde gelen ülkelerden biri olduğunu söyledi.
11,5 milyonu ikinci doz olmak üzere toplam 26,5 milyon aşılama yapıldığı bilgisini paylaşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi 26,5 milyon aşılama tabii önemli bir rakam. Şimdi dünkü Kabine Toplantısı’ndan sonra attığımız adımla birlikte hızla bu daha da artacak” diye konuştu.
Bir gencin, sosyal medyada “kısıtlama döneminde turistlere serbest, vatandaşa yasak” diye bir algı oluştuğunu ifade ederek bu konudaki düşüncesini sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Yani şunu arkadaşlar, iyi değerlendirmemiz lazım, yani ‘turistlere serbest, vatandaşa yasak’ fikri, bunların hepsi sadece ‘İktidarı biz nereden çökertiriz, iktidarı biz nereden zayıf düşürürüz?’ Şimdi bu sabah bir televizyon kanalında baktım ki bir açılış yapılıyor bir yerde, ‘turizm çöktü’ diyor bu yeni siyasete giren şahıs. Biz göreve geldiğimizde 12 milyon dolar gibi turizm geliri vardı ama biz bu rakamı 35 milyar dolara kadar çıkarttık. Ama şu anda bir koronavirüs döneminden geçiyoruz ve turist vesaire bunlar zaten gelemiyor. Gelenler öyle veya böyle bazı riskleri göze alarak geliyor. O riskleri göze alarak gelenlere de biz diyeceğiz ki, ‘sen riskleri her ne kadar göze alarak geldiysen de sokaklarda dolaşamazsın arkadaş.’ Gelmiş zaten, yani ona biz niçin kapıyı kapatalım? Yani oradan 3-5 dolar veya avro girecekse ülkemize, bırak girsin. Zaten nerelere nasıl para harcayacağı da belli.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, turistleri Türkiye’ye getirmenin arayışı içinde olduklarını belirterek, birçok Avrupa ülkesiyle görüşmeler yapıldığını, turistlerin ülkeye girmesi konusunda Kovid-19 kapsamındaki her türlü tedbirin alındığını ifade etti.
Vakaların 10 binlere inmesinin alınan kararlı adımların neticesi olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kısmi kapanmayla tam kapanma arasında bu farkı çok açık, net gördük. Şimdi hedef, her şeyden önce 5 bine inmek, yani 5 bine indiğimiz andan itibaren tabi çok daha rahatlayacağız” dedi.
Türkiye’nin aşı konusunda dünyada sayılı ülkeler arasında olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta öğretmenler olmak üzere polis, jandarma gibi öncelikli kesimlerin aşılanma sürecini de devam ettirdiklerini söyledi.
Bir gencin, ülkede “yabancı öğrenci” sayısının artmasına ilişkin sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “yabancı öğrenci” ifadesini kullanmak istemediğini, “küresel” veya “uluslararası” ifadesini kullandığına işaret etti.
Küresel öğrencilerin Türkiye’den ayrıldıktan sonra kendi ülkesinde veya gittikleri herhangi bir yerde Türkiye adına bir misyon şefliği yapacaklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu öğrencilerimiz Türkiye’nin adına oralarda çok ciddi propagandalar yapacak, bizim birer propagandistimiz olarak kendi ülkesinde de gittikleri farklı ülkelerde de bu çalışmaları yürütecekler, bundan hiç endişeniz olmasın” diye konuştu.
“FİLİSTİN DENDİĞİ ZAMAN, BENİM CİĞERLERİM ÂDETA SESE GELİR”
Bir gencin uluslararası medyanın ve batılı devletlerin Filistin’de yaşananlara sessiz kaldığını ifade ederek, “Bu insan hakları ihlalleri ve bu zulüm ne zaman son bulacak, görüşleriniz nelerdir?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları anlattı: “Her şeyden önce olayı uluslararası bazda değerlendirmeyelim. Maalesef ülkemizde de aynı kafada olan, aynı yanlışı ortaya koyan siyasi liderler var. İşte şu anda muhalefetin bir kanadı örneğin benim Netanyahu ile âdeta aynı çizgide olduğumu söyleyecek kadar grup toplantısında bir açıklama yapıyor. Filistin dendiği zaman, benim ciğerlerim âdeta sese gelir ve o Filistin’in haritadaki yerini bilmeyecek kadar zavallıdır. Ben ise, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 47’den bugüne bu terör devleti İsrail’in Filistin’i nasıl topraklarını işgal edip 47’den itibaren bugünlere geldiğini Genel Kurul’da haritayla göstermişimdir.”
Gençlerin belki birçoğunun o konuşmayı izlediğini, 1947’den bugüne kadar nasıl o toprakların işgal edile edile küçüldüğünü ve bugün âdeta işgal devleti, terör devleti İsrail’in, Filistinlilere yaşanacak yer bırakmadığını anlattığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar Filistin’e Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yapmış olduğu tüm desteklerin AK Parti iktidarı döneminde olduğunun altını çizdi.
“BİZİM İÇİN TÜRKİYE 780 BİN KİLOMETREKARE DEĞİLDİR, BİZİM İÇİN HER YER TÜRKİYE’DİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite eğitimini Türkiye’de tamamlayan Irak Türkmeni bir öğrencinin sorusu üzerine, Türkiye’den Türkmeneli ile çok çok aşırı ilgilenmelerinin birilerini yine rahatsız ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama rahatsız etse de etmese de Türkmeneli’ne biz şu anda verdiğimiz her türlü desteği vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Aynı durumun Filistin için de geçerli olduğunun altını çizen Erdoğan, “Yani Filistin’e biz ne veriyoruz, bunu Filistin’i yönetenler çok iyi bilir. Ve ben bunu buradan anlatıp da yani Türkiye’deki ana muhalefete, muhalefete ifade etmeme gerek yok. Benim için önemli olan, bu işi biz iktidara gelene kadar hiçbir Türkiye’deki yönetim kadroları bu tür destekleri Filistin’e vermedi, Irak Türkmeneli’ne vermediler ama biz verdik ve veriyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bizim için Türkiye 780 bin kilometrekare değildir, bizim için her yer Türkiye’dir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onun için de buralarda attığımız adımlar, Filistin’de de Kıbrıs’ta da Doğu Akdeniz’de de aynı şekilde Irak’ta da hep bunun içindir. Eğer bize bu soruları o soran zevat, muhalefet şu anda iktidarda olsaydı bizim Doğu Akdeniz’de hâlimiz haraptı. Biz Kıbrıs’ın çevresindeki bütün o haklarımız noktasında hiçbir şeyi hak edinemezdik. Bunlar bir tane sismik araştırma gemisi alamadılar, bir tane sondaj gemisi alamadılar. Ama biz sondaj gemilerini aldık, sismik araştırma gemilerini aldık. Şu anda bizim beş tane bu şekilde gemimiz var ve kimseye muhtaç değiliz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi de inşallah güzel müjdeler de alıyoruz, bu müjdelerle beraber de yakında inşallah petrol, doğal gaz, bunların haberini alırsanız şaşmayın. Bunları zaten aldığımız andan itibaren dünyanın Türkiye’ye bakışı çok daha farklı olacak” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Temmuz’da Kıbrıs’ta olacağını açıklayarak, “Kuzey Kıbrıs’tan gerekli mesajları tüm dünyaya inşallah oradan vereceğim ve onun için Kuzey Kıbrıs’ta olacağım. Çünkü Kuzey Kıbrıs’ta bizim bulunmamız, Kuzey Kıbrıs’tan bizim vereceğimiz mesajlar sadece adayı değil tüm dünyayı ilgilendiriyor ve eğer siz bu kararlılığınızı göstermezseniz, bu duruşunuzu ortaya koyamazsanız, kimse sizi adam yerine koymaz” dedi.
“YAKINDA FETÖ TAKIMINDAN DA ÖNEMLİ BİR İSMİ AÇIKLAYACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadele çalışmalarına da değinerek şöyle devam etti: “Biz bugüne kadar çok Sofi Nurettinler öldürdük ve bunlar hâlâ devam ediyor, edecek. Hedefimiz şu anda Kandil, Kandil’i de çökertmemiz lazım. Yani biz Cudi’de, Beslerderesi’nde, bütün buralarda terörle mücadelemizi bugün eğer askerimizle, emniyet teşkilatımızla beraber yürütüyorsak, jandarmamızla beraber yürütüyorsak, demek ki ülkemizin yönetiminde bir farklı dönem şu anda yaşanıyor. Yani öyle rastgele bir yönetim yok. Ne yaptığını bilen, attığı adımı gayet iyi bir şekilde bilen ve bununla birlikte de ‘hedefim benim şu ve bu hedefi de şu kadar zaman içerisinde gerçekleştireceğim.’ bu planlamayla yürüyen bir Türkiye Cumhuriyeti var. Ve bunu da başarılı bir şekilde şu anda sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Yakında FETÖ takımından da önemli bir ismi açıklayacağız, şu anda elimizde. Şu Sofi Nurettin olayı biraz şöyle bir kenara geçsin, ondan sonra da FETÖ’den kimi yakaladık, hesaba çektik, ne durumda onun açıklamasını da inşallah yapacağız.”
HAYVAN HAKLARI KONUSUNDA HÜKÛMETİN ÇALIŞMALARI
Bir öğrencinin hayvan hakları konusunda hükûmetin çalışmalarını sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu anda hayvan hakları konusunda özellikle Tekirdağ Milletvekilimiz ve Genel Başkan Yardımcımız her ikisi de yoğun bir çalışmanın içerisindeler. Mustafa Yel ve Özlem Hanım bu çalışmaları yoğun bir şekilde sürdürüyorlar” bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’un Adalar ilçesinde 900’ü aşkın atın âdeta telef edilmeyle karşı karşıya getirildiğini belirterek sözlerini şunları söyledi: “Öyle bir noktaya geldi ki, 900’ü aşkın atın nerede olduğu dahi belli değil. Günlerce televizyonlarda bu atlar nerede sorusu cevabını aradı, bu cevap bulunamadı. Şimdi bunun cevabını kim vermesi lazım? İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı’nın vermesi lazım veya Adalar İlçe Belediyesi vermesi lazım. Nerede bu atlar? Bunların hastalık üretmesi söz konusu olabilir, bununla ilgili de bir cevap yok.”
“HER İLE ÜNİVERSİTE KAZANDIRDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine Türkiye’deki yükseköğretim imkânlarını, kapasitelerini anlatarak, göreve geldiklerinde 76 olan üniversite sayısını 207’ye yükselttiklerini, her ile üniversite kazandırdıklarını kaydetti.
“Bu konudan bakarsak, tabii ki belki dört dörtlük bir imkân yok ama ben şunu söyleyebilirim rahatlıkla, biz göreve geldiğimizde harç… Biliyorsunuz biz kaldırdık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burs miktarlarını artırdıklarını, tıp fakültelerine ve teknik fakültelere ciddi yatırımlar yaptıklarını sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şampiyonlar Ligi ve Formula 1 organizasyonlarının Kovid-19 salgını sebebiyle Türkiye’den alınmasının anımsatılması üzerine de “Her şeyden önce gerek UEFA gerek Formula 1 konusunda bana göre siyasi bir karar aldılar. Siyasi bir karar diyorum, çünkü bir, iki yıl öncesinden özellikle Şampiyonlar Ligi’nin Türkiye’de oynanacağına dair kararı bildirmişlerdi” değerlendirmesinde bulundu.
“Hayalim dediğiniz pek çok şeyi gerçekleştirdiniz. Peki, gençler için gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mıdır?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Olmaz olur mu? Her şeyden önce şu anda bugün burada 80 gencimiz var ve bu 80 gencimiz çok değişik illerden, değişik üniversitelerden buraya katıldılar. Ve sizin yarınlar için umutlarınız var, hedefleriniz var, bu hedefleri bir defa hayata uygulamanız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Gittiği okullarda “oku, düşün, uygula, hayata geçir” tavsiyesinde bulunduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Şimdi bunu hayata geçirmemiz lazım. Okuyalım, okuduğumuzu düşünelim, düşündüğümüzü uygulayalım, uyguladığımızı da hayata geçirelim. Şimdi bu süreç içerisinde kuru kuruya okumak değil, onun üzerinde düşünmemiz lazım, düşündüğümüzü de uygulamamız lazım, ondan sonra da bunu takip edip bir defa neredeyim, nereye geldim, ne yapıyorum, bunun neticesini almamız lazım. Ve Erbakan Hocamız hep şunu söylerdi: ‘intaç, intaç, intaç’ yani netice, netice, netice. Şimdi bizim de gençler olarak neticelendirmemiz lazım. Şimdi ben futbol oynadım, ama şimdi orta sahada top çevirmekle netice olur mu? Olmaz. Peki, futbolun neticesi ne? Gol. Golü atmadıktan sonra orta sahada top çevirmişsin, o hiçbir işe yaramaz. Şimdi ilimde de bizim neticeye ulaşmamız lazım, neticeye varmamız lazım. Hangi sahada ilim tahsil ediyorsak, o sahada her şeyden önce bir şeyi, doktor muyuz, peki doktorlukta alan çok fazla, cerrah mıyız, dahiliyeci miyiz öyle mi, röntgen, bu alanda mıyız? Hangi alandaysak o alanda olmamız gereken yere varmamız gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı çalışmaları neticelendirme konusunda, koronavirüs salgınında geliştirdikleri aşı dolayısıyla BioNTech kurucu ortağı ve CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci ile Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar’ı gençlere örnek gösterdi.
Bir gencin Diyarbakır ve bölge için nasıl yatırımlar olacağını sorması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, öncelikle gençten yaşını söylemesini istedi. Gencin 20 yaşında olduğunu belirtmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi doğduğu zamanki Diyarbakır, bugünkü Diyarbakır hiç mi hiç mukayese edilmez. 20 yıl önce Diyarbakır gezilecek, görülecek bir Diyarbakır değildi, harabe, altyapı yok, üstyapı yok, tamamen berbat. Ve biz o Diyarbakır’ı hamdolsun bugün mukayese edilemeyecek bir Diyarbakır hâline getirdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yoğun çalışması sırasında ailesine, çocukları ve torunlarına vakit ayırıp ayıramadığının sorulması üzerine de “Onlar İstanbul’da, burada onlardan yanımızda olan yok, tabii İstanbul’da da hafta sonlarında filan gitme durumumuz olduğunda torunlarımı orada gördüğümde onlarla eğlenmek, onlarla hakikaten şöyle kucaklaşmak vesaire, bambaşka bir zevk bize veriyor, bir dinamizm veriyor” şeklinde konuştu.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili soruları da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte anayasaların yapılmasına bakıldığında Türkiye için ihtiyacı olan bir anayasanın yapılmasının çok uzun zaman aldığına vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu konuyla ilgili olarak Cumhur İttifakı biz bir adım atalım dedik ve bu Cumhur İttifakı olarak attığımız bu adımda şu anda yani anayasacılar, STK’lar ve bütün bunlarla birlikte de yaptığımız hazırlığı daha sonra halka açalım. Halkta bu açtığımız metni değerlendirsin. Onlar da değerlendirdikten sonra biz burada eksikler nelerdir bu eksikleri giderelim ve Cumhur İttifakı olarak da bu anayasa metni üzerinde adımımızı atalım. Tabii son zamanlarda maalesef muhalefet ‘biz böyle bir şeye ihtiyaç duymuyoruz’ gibi laflar etmeye başladılar. Zaten bu zihniyet geçmişten bu zamana hiçbir zaman ihtiyaç duymadı ki.”
“TÜRKİYE EN ÇOK SOSYAL YARDIM YAPAN ÜLKE”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine, Türkiye’nin en çok sosyal yardım yapan ülke olduğunun altını çizerek, “Nerede bir Müslüman varsa biz oraya elimizi uzatacağız, onlara desteğimizi vereceğiz. Müslüman dışında da muhtaç varsa biz o muhtaçlara da elimizi uzatacağız” dedi.
“Böyle bir süreçte öğrenci olsaydınız nasıl davranırdınız?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tabii şimdi bizim öğrencilik yılımızı şöyle düşündüğümde maalesef yani o dönemlerde biz bugün gördüğümüz imkânları göremedik, bulamadık. Yani düşünebiliyor musunuz? Üniversite imtihanına giriyorsunuz 10 öğrenciden bir tanesi üniversiteye girebiliyor, böyle bir dönemi yaşadık biz. Ama şu anda neredeyse 10’da 10 öyle mi? Yani 10 öğrencinin 10’unu da üniversiteye girebiliyor, böyle bir döneme geldik. Peki, nasıl yakaladık bunu? İşte 76 üniversiteden 207 üniversiteye çıkmak suretiyle yakaladık. Bunun yanında tabii bütün öğretim üyelerinin sayısını ne yaptık? Ciddi manada artırdık. Öğretim üyelerinin sayısı da artınca o zaman üniversitelerimizde bir defa öğretim üyesi olmayan üniversitemiz neredeyse kalmadı. Böyle bir dönemi yaşadık. Şimdi bu sorun tabii yok, şimdi rahatız elhamdülillah…”
İlimde rekabetin çok önemli olduğunu, bunu başardıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tabii ilimdeki bu rekabet kalite yarışını da ne yaptı? Arttırdı. Şimdi bakıyorsunuz, vakıf üniversiteleri birbirleriyle ne yapıyor? Yarışıyorlar, kalitede yarışıyorlar, bu da bize mutluluk veriyor” diye konuştu.
Kaynak:https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/127934/cumhurbaskani-erdogan-kutuphane-soylesileri-programinda-genclerle-bir-araya-geldi