TFF BAŞKANI VE LİYAKAT
YAZAR: Doç. Dr BEKİR AYAZ
Türk Futbol Federasyonunu yönetecek başkanın kim olacağını tartışmaktan çok, makama geçecek kişinin; Uluslararası spor etik değerlerine bağlı, spor yöneticiliği güçlü spor endüstrisi ilişkileri doğrudan olan, pazarlama, finans ve ekonomi alanlarında güçlü bir bilgiye sahip olması gerekmektedir.
Değişen ve gelişen yenidünya sisteminde; Sporun evrensel boyutları içerisinde gelişim evrelerinde bulunan 04-18 yaş gruplarının, spor felsefesini etüt ederek, fark yaratan bir kurum oluşturmayı kendine MİSYON,
Her yerde ve her zaman başarılı olacak, geleceğe şimdiden hazır, analitik düşünebilen, trans haline giren, en gelişmiş öğretim yöntemleriyle birleştirilmiş, yaratıcı, üretken ve yüksek donanımlı sporcuları ulusal ve uluslararası arenada yetiştirmeyi VİZYON,
Takım çalışması, disiplin, azim ve hedef belirlemeyi TEMEL DEĞERLER
Genç oyuncularımızın teknik yeteneklerini geliştirmek ve geliştirmek, Sağlıklı bir yaşam tarzı sürmelerini teşvik etmek, Profesyonel futbol antrenman seansları sunmak, aynı zamanda oyuncularımızın keyif alabileceği bir deneyim yaratmak, Pratik, dakiklik, iyi iletişim, görgü kuralları, sıkı çalışma, takım çalışması ve gelecek için hedefler koyma değerlerini öğretmek, kalifiye koçlarımızın yardımıyla gençlerin de geleceklerine inandırmak için gerekenleri yapacağı HEDEFLERİ olmalı.
Hiçbir kulübün ve hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmamalıdır. Ulu Önder Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” sözüyle özdeşleştirip; iyi sportmenlik, dürüstlük, bütünlük, Fair -Play, güven, doğru değerler ruhu ile Türk futboluna yön vermelidir.
Küresel anlamda futbol bir ürün ve Futbol kulüpleri işletme yerini almış profesyonel bir yapıda kurumsal olarak yönetilmesi kaçınılmaz bir hale gelmiştir. Yeni nesil yöneticilerin asil misyonu herkesin doğru olarak telaffuz ettiği yanlışları düzeltmektir. Özellikle Avrupa’da büyük oluşumlar sonucu yeni başarılar elde eden ülkelerin elde etmiş oldukları konumları dürüstlük ve cesaretlerinden kaynaklanmaktadır.
Milli ve uluslararası spor kuruluşları ile uluslararası spor organizasyonları kapsamında dünyadaki gelişmeleri takip ederek Türkiye’deki spor bilincini geliştirmek geniş boyutlar içerisinde düşünmek gerekmektedir.
Spor Toto Süper Liginde 20 ,1 ligde 19,2 ligde Beyaz ve Kırmızı gruplarda 39 ve 3 lig de 57 olup toplamda 135 profesyonel Türkcell kadın süper lig 24,2 lig A-B-C-D liglerinde 26 ve 3 lig de 85 olmak üzere toplam 270 sporcudan teşkil edilmektedir. Ligleri ve bu liglerde oynanan oyunu değerli bir faktör haline getiren en önemli etmen rekabettir. Dünya çapında ne kadar katılırsınız bilemem ama bence en değerli lig İngiltere Premier Ligidir. Bunu söylerken dikkatinizi bir yere çekmek istiyorum. Siyaset hiçbir şekilde spora sporda siyasete kesinlikle alet olmamış liyakat ön plana çıkarak rekabet ve denge çok iyi bir şekilde optimize edilmiştir. Ligler dizayn edilirken federasyon yöneticiler ciddi derecede efor sarf ederek şunun bunun adamı değil emeğin, alın terinin adamı olarak rekabetçi dengeyi kurarlar. Dengeler kurulurken en hassas nokta ülke sporunun gelişmesine katkı sunmak için rekabetçi ortamı tavan yaptırırlar.
Buraya dikkat edelim! Neden mi? Hiçbir taraftar sonucu belli olan bir skora fazla ilgi göstermez. Bunun için yapılması gereken en önemli ligin kalitesini yükseltmek ve marka değerlerini maksimize etmek gerekmektedir.
Türkiye Futbol Federasyonu tarafından Süper Lig ve TFF 1. Lig ile TFF 2. ve 3. Lig Kulüplerinin genç futbolcu gelişim programları dâhilinde, futbolcuların bütünsel gelişimini sağlamak amacıyla düzenlenecek olan U14,U15, U16, U17 ve U19 Elit Liglerine ve U15, U16, U17 ve U19 Bölgesel Gelişim Liglerinin amacına ulaşmadığı, millî takımlara ve elit takımlara oyuncu yetiştirmediği görülmektedir. Yönetici adaylarının hazıra konmaması açısından gelişim liglerine gereken önemi vermelerini, sunulan raporları sorgulayan bir mekanizma oluşturmaları kanaatindeyim.
Gelişim veya akademik liglerden bahsederken hiçbir akademi personelinin bulunmaması ne yazık ki üzücü bir durumdur. Bilimsel temellere dayanan bir eğitim programı içerisinde, deneyimli spor hocalarımızın kontrolünde, geleceğimizin teminatı olan geçlerimizi fiziksel ve ruhsal olarak geleceğe hazırlamak çok daha verimli olacaktır.
SONUÇ…
Ülke futbolunun gelişmesi hususunda birçok eksiklik bulunmasına rağmen son dönemlerdeki başarısızlıkları ve sürüp gelen problemleri bir yana bırakarak prensipleri, kuralları ve vizyonu ile tecrübeli ve konusunda uzman, uluslararası standartlarda akademik bir yapıda, bilimsel metotlar dâhilinde anlaşılır bir yöneticiliği şiar edinen, ikinci el fikirleri ile demode olmuş kavramları, önyargıları korkmadan tabuları yıkan bir yönetim benimsenmelidir.
@TFF_Org, @MilliTakimlar @UEFA @EURO2024